-
1 укоризненный
sitemli* * *sitemli, kınayıcı -
2 reproachful
sitemli -
3 укор
sitem,yüzüne vurma* * *мsitem, yüzüne vurma, yüzlemeсмотре́ть с уко́ром — sitemli sitemli bakmak
-
4 упрёк
yüzüne vurmasitem* * *мyüzüne vurma; kınama••бро́сить кому-л. упрёк в том, что... —...ı birinin yüzüne vurmak
-
5 reproachful
adj. sitemli, kınayan, ayıp, yüz kızartıcı* * *sitemli* * *adjective (showing or expressing reproach: a reproachful look; reproachful words.) sitem eden -
6 reproachfully
-
7 accusing
adj. suçlayıcı, suçlayan, sitemli————————n. suçlama, itham* * *1. suçlama (n.) 2. suçla (v.) 3. suçlayarak (prep.) -
8 vorwurfsvoll
vorwurfsvoll adj sitemli, suçlayıcı -
9 vorwurfsvoll
sitemli -
10 vorwurfsvoll
azarlayıcısitemli
См. также в других словарях:
sitemli — sf. Sitem taşıyan Ruhsar tatlı ama sitemli bakışıyla susturmasa bacı daha kim bilir ne kadar konuşacak. A. İlhan … Çağatay Osmanlı Sözlük
gamze — is., Ar. ġamze 1) Bazı insanların çenelerinde, yanaklarında doğal olarak bulunan özellikle güldüklerinde daha iyi görülen küçük çukur Böyle gülümsediği zaman ağzının iki yanında iki şirin gamze belirirdi. H. Taner 2) esk. Yan bakış, göz süzme,… … Çağatay Osmanlı Sözlük
hain — sf., Ar. ḫāˀin 1) Hıyanet eden (kimse), hayın Bu anlayışsızlığa ve bu vatan hainlerine vahvahlanır, acır gibiydiler. T. Buğra 2) Zarar vermekten, üzmekten veya kötülük yapmaktan hoşlanan (kimse) Siz galip olduğunuz için cesur ve hain… … Çağatay Osmanlı Sözlük
kinaye — is., Ar. kināye 1) Düşünüleni dolaylı olarak anlatan söz Babam bu kinayeyi anlardı sanırım fakat anlamamazlıktan gelirdi. Y. K. Karaosmanoğlu 2) Üstü kapalı, sitemli, dokunaklı söz Demek lokantadaki kinayeler hep ona karşıydı. Aleyhine bir şeyler … Çağatay Osmanlı Sözlük
testiyi kıran da bir, suyu getiren de — iyiliğin ödülsüz veya kötülüğün cezasız kaldığını sitemli olarak anlatan bir söz … Çağatay Osmanlı Sözlük